Anagen Effluvium

Haftalar içinde yani çok kısa sürede aşırı bir şekilde dökülmeyi tarif eder, öyle ki hasta “saçlarım yumak yumak elimde kalıyor” der. Gerçektende dökülme düzeyi kısa sürede % 90 lar düzeyine çıkar ve hiçbir tedaviye yanıt vermez. En büyük özelliği kısa sürede döküldüğü için saçlar olduğu gibi incelmeden dökülür yani bir kalite kaybı dönemi yoktur.

Anagen effluvium sebepleri

En sık sebep kanser tedavisidir, kanser tedavisi iki şekilde yapılır ve anagen effluvium her ikisinde de görülür ancak sonraki dönem farklıdır.

İlaçla kanser tedavisine bağlı;

Kötü huylu tümörlerin tedavisi için kemoterapi ye bağlı olarak saç aniden dökülür. Kısa sürede hasta saçsız kalır. Sorun yaşa bağlı değildir, çocuklarda görülme sıklığı ve oranıyla yaşlılarda görülen görülme sıklığı ve yoğunluğu yaklaşık aynıdır. Kemoterapi sonrası görülen genellikle geri dönüşümlüdür ancak tekrarlanan ilaç seansları saçların bir kısmını kalıcı olarak dökebilir. Görülebilen bir diğer sorun da şekil değişimidir yani düzken kemoterapi sonrası dalgalı hale gelebilir. Son yıllarda geliştirilen soğutucu kask sayesinde anagen effluvium olma ihtimali % 80 oranında azaltılabilmiştir. Bu yöntemde ilaç enjeksiyonu yapılmadan kafa derisi çok soğutulmaktadır, kafa derisi soğuduğu için gelen kan miktarı ve buna paralel olarak köke zarar veren ilaç miktarı da azalmaktadır. İlaç miktarı azalınca köklerin kaybı da olmamaktadır. Yüksek yatırım maliyeti olduğu için onkoloji kliniklerinin çoğunda bulunmamaktadır.

Radyoterapide görülen anagen effluvium da durum biraz daha farklıdır. Radyasyon kökleri yakar ve döker. Köklerdeki hasar yoğun ve kalıcı olduğundan saç dökülmesi geri dönüşümsüzdür. Yani normal yanık gibi tam kayıptır.