Saw Palmetto Yan Etkileri

Saw palmettonun ilk kullanım alanı prostat büyümesidir, aynı sebeple olan saç dökülmesi tedavisi sonradan gündeme gelmiştir ve daha düşük dozlar yeterli olabilmektedir. En çok akla gelen soru saw palmetto cinsel isteği azaltırmı sorusudur.

Aşağıda ayrıntılı sonuçları verilen bilimsel çalışmada saw opalmettonun cinsellik üzerinde olumsuz bir yan etkiye rastlanmadığı şeklindedir. Saç dökülmesi tedavisinde kullanılan dozun 2-3 katı dozda kullanılmış olmasına rağmen böyle bir yan etki olmadığı tespit edilmiştir ve güvenle kullanılabilir.

Çalışmanın orijinalinin olduğu adres;

ht tp://w ww.comilac.com.tr/uploads/pdf/KAYNAK%2034.pdf

 

A r a l ı k   2 0 0 9   •   S a y ı   4 29

DERL EME

Benign prostat hiperplazisi (BPH) ve neden olduğu alt üriner

sistem semptomları (AÜSS) yaşlanan erkekler için önemli

bir sağlık sorunudur. Yaş arttıkça yükselen BPH görülme

sıklığı 51-60 yaş aralığında yaklaşık %42 iken, 61-70 yaşlarda %70’lere ve 81-90 yaş aralığında ise %90’lar düzeyine ulaşmaktadır (1). Alt üriner sistemin boşaltma ve depolama ile ilintili belirtileri

yaşam kalitesini de etkilemektedir. Bu nedenle tedavilerin yönlendirilmesinde amaç, yalnızca semptomların giderilmesi değil yaşam

kalitesini de artırmak olmalıdır. Son yıllarda BPH tedavisinin cerrahi

tedaviden medikal tedaviye doğru kaymakta olduğu görülmektedir

(2). Bu durum, ileri yaş grubundaki hastalarda cerrahiyi kısıtlayan ek

morbiditelerinin bulunmasının yanında medikal tedavi seçeneklerinin artması ile ilişkilidir. Monoterapi veya kombinasyon olarak kullanılabilen iki ana tedavi grubu olarak beliren alfa-blokörler ve 5-alfa

redüktaz inhibitörlerinin etki mekanizmalarına özel yan etkileri halen

kullanılmakta olan fitoterapötik ajanlara olan ilgiyi artırmıştır (2).

Fitoterapötik ajan (FTA) veya başka bir ifade ile bitki ekstrelerinin

BPH tedavisinde kullanımı ilk kez 15’inci yüzyılda Mısır’da tanımlanmıştır (3). Fitoterpötikler günümüzde, özellikle Avrupa ülkeleri, Çin

ve Japonya’da sıklıkla kullanılmaktadır (4). Amerika’da FTA kullanımı

ise son 10 yılda bir artış göstermiştir. Almanya ve Avusturya’da hafif – orta şiddette AÜSS olan olgularda fitoterapi ilk basamak tedavi olarak önerilmektedir ve fitoterapötikler BPH tedavisinde verilen

tüm ilaçların %90’ını oluşturmaktadır (5). İtalya’da ise BPH için önerilen ilaç tedavilerinin yaklaşık yarısını fitoterapi oluşturmaktadır (6).

Ülkemizde de son yıllarda oldukça fazla sayıda hastanın bu ajanları

kullandığı ya da bu ajanlarla ilgili olarak hekiminden kullanımına yö-

nelik fikir alma ihtiyacı hissettiği bir gerçektir. Bu nedenle, söz konusu

ajanlara en azından bu bakış açısıyla ilgi gösterilmesi ve bilgi edinilmesi kaçınılmaz bir hal almaktadır.

Bugün için kullanılmakta olan 30’dan fazla FTA bulunmaktadır (7).

Kullanımın bu denli yaygın olması bu maddelerin doğadan elde edilmesi ve yan etkilerinin son derece düşük olmasının yanında hastaların yarar görmesine bağlanabilir (8). Diğer taraftan, FTA’ların kimyasal

yapılarının ve etken maddelerinin tam olarak bilinmemesi önemli bir

dezavantaj oluşturmaktadır. Etki mekanizmaları tam olarak aydınlatı-

lamadığı gibi uygulanacak standart tedavi dozunun ayarlanmasında

da sorunlarla karşılaşılmaktadır. Yine etkinliklerini değerlendirebilecek randomize, çift kör, plasebo kontrollü çalışmaların yetersiz olması

ve uzun dönem etkinliklerinin net olarak ortaya konulamamış olması

diğer dezavantajlardır (9).

Klinik pratikte en sık kullanılan ajanlar, Serenoa repens (Saw palmetto), Pygeum africanum (Afrika eriği), Secale cereale (Rye-grass pollen),

Hypoxis rooperi (South African star grass), Urtica dioica (Stinging nettle) ve Cucurbita pepo (Balkabağı tohumu) olarak sıralanabilir (9). Bu

ajanların genel etki mekanizmaları kısaca özetlendikten sonra her

ajanın spesifik etki mekanizması ve bu ajanlarla yapılan klinik çalış-

malar gözden geçirilecektir.

Etki mekanizmaları

Daha önce de belirtildiği gibi FTA’ların esas etki mekanizmaları belli

değildir. Ancak içerdikleri kimyasal yapılardan hareketle olası etki mekanizmaları hakkında fikir edinilmeye çalışılmaktadır. En önemli bileBenign prostat hiperplazisine güncel tıbbi

yaklaşımda fitoterapinin rolü var mı?

Dr. Ayhan Dirim, Dr. Hakan Özkardeş

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi, Üroloji Anabilim Dalı, Ankara

ABSTRACT

Therapy with plant extracts has a very long historical background in medicine. In older times when watchful waiting or surgery were the only two options of treatment for benign prostatic

hyperplasia, a “prostate pill” had been imagined as a very attractive means of therapy. Thus, plant extracts that were once used as

traditional relief for urinary symptoms turned out to be prostate

medications even before safe and effective medical treatment alternatives were introduced. Today, we have a considerable number of phytotherapeutic agents in the market yet remain to be

scrutinized in terms of content, dosage, mechanism of action, effectivity and safety. In this paper, we review the current status of

phytotherapy in benign prostatic hyperplasia and lower urinary

tract symptoms complex.

ÖZET

Tıpta bitki özleri ile tedavi çok uzun bir tarihsel geçmişe sahiptir. Benign prostat hiperplazisinde tedavi olarak yalnızca gözleyerek bekleme ve cerrahi şeklinde iki seçeneğin bulunduğu eski

dönemlerde bir “prostat hapı” hep çok cazip bir tedavi yöntemi

olarak düşünülmüştür. Bu nedenle, idrar belirtilerinin düzeltilmesi

için bir zamanlar geleneksel yöntemler olarak kullanılan bitki ekstreleri güvenli ve etkili tıbbi tedavi alternatiflerinin uygulamaya

girmesinden de önce prostat ilaçları şekline dönüşmüştür. Bugün

piyasada çok sayıda fitoterapötik ajan bulunmaktadır. Ancak bunların içerik, doz, etki mekanizması, etkinlik ve güvenlik açısından

incelenmesi hala sürmektedir. Bu yazıda, fitoterapinin benign

prostat hiperplazisi ve alt üriner sistem semptom kompleksindeki

güncel durumu gözden geçirilmiştir.30 Ü R O O N K O L O J İ   B Ü L T E N İ

şenleri fitosteroller, β-sitosteroller, yağ asitleri

ve lektinler oluşturmaktadır (10). Buna paralel

olarak in vitro çalışmalarda bu bileşenlerin 5-

alfa redüktaz inhibisyonu, androjen blokajı,

alfa-1 reseptör blokajı, prostaglandin sentez

inhibisyonu ve Antienflamatuvar aktivite gibi

biyolojik etkilere neden olabileceği ileri sürülmüştür (Tablo 1) (10). Etki mekanizmaları in

vitro çalışmalarla ortaya konulmuş ise de in

vivo olarak bu etkinliklerini gösteren inandırı-

cı bir kanıt bulunmamaktadır. Örneğin serum

PSA düzeyi ya da prostat hacminin azaldığını

gösteren yeterli sayıda klinik çalışma bulunmamaktadır. Bu bilgiden hareketle in vivo

olarak 5-alfa redüktaz inhibisyonu etkisi ya da

antiandrojenik aktivite göstermedikleri söylenebilir (10).

Serenoa repens (Saw palmetto)

Tedavide en sık kullanılan, en çok çalışma

yapılmış FTA’dır. Botanikte Sabal serrulata

ismiyle kullanılmaktadır. Amerika Birleşik

Devletlerinde yaygın olarak bulunan bodur

bir palmiye ağacından elde edilmektedir.

İlk olarak Kızılderililer tarafından testiküler

atrofi, erektil disfonksiyon ve prostatik inflamasyon için kullanılmıştır (3). Bugün için

özellikle Almanya ve Fransa gibi Avrupa ülkelerinde yaygın olarak kullanılmaktadır (9).

Fransa’da üretilen ve Permixon

®

adıyla satılan

ajan en çok incelenmiş FTA’dır. Ülkemizde ise

Prostagood

®

160 mg’lık kapsül formuyla bulunmaktadır.

İn vitro çalışmalarda tanımlanmış Antienflamatuvar, antiandrojenik ve pro-apoptotik

olmak üzere üç etki mekanizmasından bahsedilmektedir (11). Antienflamatuvar etki,

içerdiği asit lipofilik komponent yardımıyla

in vitro olarak gösterilmiş olan siklooksijenaz ve 5-lipoksijenaz biyosentezlerinin

inhibisyonuna bağlanmaktadır (11). Yine

içerdiği aktif komponentin 5-alfa redüktaz

inhibisyonu etkisi sayesinde testosteronun

dihidrotestosterona dönüşümü engellenerek antiandrojenik etki ortaya çıkmaktadır.

Bazı in vitro çalışmalarda, insan BPH dokusunda doza bağımlı olarak stroma ve epitelde 5-alfa redüktaz inhibisyonu yaptığı

ileri sürülmüşse de, başka çalışmalarda bu

etkinin finasteride kıyasla daha düşük oldu-

ğu ya da fizyolojik dozlarda hiç görülmediği

saptanmıştır (12-14). Son olarak, apoptozisi

indüklediği ve hücre proliferasyonunu inhibe ettiği belirtilmekle birlikte, prostat hücre

dizilerinin kullanıldığı in vitro bir çalışmada

Permixon’un apoptozisi etkilemediği gösterilmiştir (13, 15). Dördüncü bir etki mekanizması olarak alfa-1 adrenerjik reseptörler

yardımıyla gerçekleşen düz kas gevşemesinden bahsedilmekte ise de daha yeni kanıtlar

  1. repens’in alfa-1 reseptörleri in vivo olarak

bloke etmediğini ortaya koymuştur (16).

Klinik çalışmalar

Klinik kullanımda Saw palmetto’nun yer aldığı oldukça fazla sayıda çalışma bulunmaktadır. Ancak çalışmaların yöntemi, süresi ya

da değerlendirilen parametrelerin standardize edilmemiş olması en önemli kusur olarak

görünmektedir. Dünya Sağlık Örgütü- BPH

Konsültasyon Toplantısı bildirgesi BPH-AÜSS

kompleksinin medikal tedavisine ilişkin çalışma standartlarını prospektif, plasebo ya

da standart tedaviye randomize edilmiş ve

en az 12 ay takip süresi bulunan değerlendirmeler olarak tanımlamaktadır (17). Saw

palmetto’nun belirtileri düzeltmede plaseboya üstün olduğunu gösteren çalışmaların

yanında, aksini belirleyen çalışmalar da söz

konusudur (18-22). Tepe idrar akım hızları (Qmax) ve uluslararası prostat semptom

skorları (IPSS) açısından bakıldığında da farklı

sonuçlar bildirilmektedir (18-22). Ancak bu

çalışmalar içerisinde yalnızca Bent ve arkadaşlarının çalışması yöntem ve izlem süresi

bakımından WHO-BPH ölçütlerine uygun gibi

görünmektedir. Toplam 225 hastayı içeren bu

çift kör, plasebo kontrollü, randomize çalışmada Saw palmetto ile plasebo grupları 12 aylık

tedavi sonrasında standardize edilmiş parametrelerle (Qmax ve IPSS) karşılaştırılmıştır.

Gruplar arasında bu iki parametre açısından

istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadığı

belirtilmiştir (22). Aynı çalışmada PSA, prostat

volümü, rezidüel idrar miktarı ve yaşam kalitesi de değerlendirilmiş ve yine gruplar arasında fark saptanmamıştır.

Urtica dioica gibi başka bir FTA ile kombine

edilerek (160 mg Saw palmetto, 120 mg Urtica;

PRO 160/120) sinerjistik etki hedeflenen çalış-

malar da söz konusudur. Bu amaca yönelik

olarak yapılan plasebo kontrollü bir çalışmada

plaseboya kıyasla IPSS’de anlamlı bir azalma

(6 puana karşı 4 puan) gösterilmiştir (23). Baş-

ka bir çalışmada PRO 160/120 tedavisi ile iki

yıl sonunda başlangıç düzeylerine göre total

IPSS’de %53, Qmax ve ortalama akım hızında

%19 ve rezidüel idrar miktarında %44 azalma

bildirilmiştir (24). PRO 160/120 kombinasyon

tedavisinin finasterid ile karşılaştırıldığı plasebo kontrollü olmayan bir çalışmada Qmax ve

IPSS’de benzer sonuçlar elde edilmiştir (25).

Yine Saw palmetto’yu tamsulosin ve finasterid ile karşılaştıran çalışmalarda özellikle

IPSS ve Qmax açısından arada anlamlı fark

olmadığı bildirilmektedir (26-29). Ancak Saw

palmetto’nun finasterid ile karşılaştırıldığı 6 ay

takip süreli 1,098 hastayı kapsayan plasebo

kontrollü olmayan randomize bir çalışmada

IPSS’deki düşüş her iki kolda da yakın değerlerde iken (Saw palmetto 6.2 puan, finasterid

6.6 puan), Qmax açısından finasterid kolunda

anlamlı bir artış saptanmıştır (Saw palmetto

2.1 mL/s, finasterid 2.8 mL/s) (30). Tamsulosin

ile Saw palmetto-tamsulosin kombinasyonunun kıyaslandığı çalışmalarda kombinasyon

tedavisinin bir üstünlük sağlamadığı gösterilmiştir (28, 31). Aslında FTA’lar ile farklı sonuçlar bildiren oldukça fazla sayıda çalışma

ile karşılaşmak mümkündür. Cochrane veritabanı sisteminden 2000, 2002 ve 2009 yılTablo 1. BPH tedavisinde kullanılan fitoterapötik ajanların olası etki mekanizmaları.

Antienflamatuvar etki Kolesterol metabolizmasında değişiklik

Seks hormon bağlayıcı globülinde azalma 5-alfa redüktaz inhibisyonu

Büyüme faktörlerinin baskılanması Antiandrojenik/östrojenik etkiler

Detrüsör fonksiyonunda düzelme

Adrenerjik reseptör blokajı

“ Saw palmetto’nun belirtileri

düzeltmede plaseboya

üstün olduğunu gösteren

çalışmaların yanında, aksini

belirleyen çalışmalar da söz

konusudur (18-22).”

“ 2,939 hastayı kapsayan

18 randomize çalışma (16

çalışma çift kör, 13’ü plasebo

kontrollü) değerlendirilmiş

ve plaseboya kıyasla Saw

palmetto’nun semptom

skorunu, semptomları ve

tepe akım hızını düzelttiği

bildirilmiştir.” A r a l ı k   2 0 0 9   •   S a y ı   4 31

larında Saw palmetto ile ilgili olarak derlenen

bilgiler bulunmaktadır. İlk gözden geçirmede

2,939 hastayı kapsayan 18 randomize çalışma

(16 çalışma çift kör, 13’ü plasebo kontrollü)

değerlendirilmiş ve plaseboya kıyasla Saw

palmetto’nun semptom skorunu, semptomları ve tepe akım hızını düzelttiği bildirilmiştir.

Aynı çalışmada, finasterid ile kıyaslandığında

semptom skoru ve tepe akım hızları açısından

benzer sonuçlar elde edilmektedir (32). İki yıl

sonra 230 hasta ve 3 yeni çalışma ilavesiyle

(toplam 3,169 hasta; 21 çalışma, 18’i çift kör)

yapılan yeni değerlendirmede benzer sonuçlar elde edilmiştir (33). Aradaki dönemde

veritabanına 9 yeni çalışma ile 2,053 hasta

eklenmiştir. Böylece 2009’da, 26’sı çift kör 30

çalışma ve toplam 5,222 hasta değerlendirildiğinde, Saw palmetto’nun IPSS açısından

plasebo, tamsulosin ve finasteride üstün olmadığı belirtilmekte, noktüriyi azaltma açı-

sından ise plasebodan daha iyi olduğu, ancak tamsulosin ve finasteride göre farklı etki

oluşturmadığı görülmektedir. Ayrıca, tepe ve

ortalama akım hızları ile prostat hacmi bakı-

mından plasebodan üstün olmadığı belirtilmektedir (34).

Doz ve güvenlik

BPH tedavisi için verilen ilaçlar 1-2 dekat

boyunca kullanılmaktadır. Bu nedenle ilaçların uzun dönem etkilerinin yanında yan etki

profillerinin de bilinmesi gerekmektedir. Çalışmaların çoğunda Saw palmetto günde 2

kez 160 mg olmak üzere toplam 320 mg olarak kullanılmıştır (9). Saw palmetto’nun yan

etki ve ilaç etkileşimlerinin değerlendirildiği

40 makaleyi (26 randomize kontrollü, 4 randomize olmayan kontrollü, 6 kontrollü olmayan, 4 olgu sunumu) kapsayan sistematik bir

derlemede yan etkilerin hafif düzeyde ve plaseboya benzer olduğu belirtilmektedir (35).

En sık rastlanan yan etkiler karın ağrısı, diyare,

bulantı, baş ağrısı, halsizlik, libido azalması ve

rinit olarak bildirilmiştir. Daha ciddi yan etkiler olan serebral hemoraji ve ölüm tek olgular

olarak bulunmaktadır. Yine kanama zamanını

uzatarak cerrahi komplikasyon olasılığını artırdığını belirten bir olgu sunumunun yanında, kronik alkolizm öyküsü olan 55 yaşındaki

erkek hastada pankreatiti indüklediği bildirilmiştir (36, 37). Seksüel disfonksiyon olasılığı-

nın finasteride kıyasla daha düşük, plasebo ile

benzer oranlarda olduğu belirtilmektedir (22,

38). Ayrıca, herhangi bir ilaç etkileşimine ait

kanıt bulunmamaktadır (35).

Pygeum africanum (Afrika eriği)

Geleneksel olarak Afrika erik ağacı kabuğu

toplanıp toz haline getirilerek genitoüriner

semptomları düzeltmek için çay halinde içilmektedir (7). Bu ajan Avrupa’da 35 yıldan fazla süredir hafif-orta şiddetli alt üriner sistem

belirtileri bulunan hastalarda Tadenan® ticari ismiyle kullanılmaktadır (39). Aktif madde

olarak fitosterol (özellikle β-sitosterol) ve

uzun zincirli yağ alkolleri içermektedir (7).

Etki mekanizması S. repens’e yakın benzerlik

göstermektedir. Antienflamatuvar, antiandrojenik etkiler ve büyüme faktörlerinin inhibisyonu yanında mesane hiperaktivitesini

baskılayarak etkinlik gösterdiği belirtilmektedir (9, 40) Tadenan®, fibroblast ve epidermal büyüme faktörlerinin uyarıcı etkilerini

inhibe ederek insan prostat miyofibroblast

ve fibroblast kültürlerinin bazal büyümesini

baskılamaktadır (41, 42). Antienflamatuvar

etkisiyle ilgili olarak insan polimorfonükleer

hücre kültürlerinde lökotrien sentezini inhibe ettiği gösterilmiştir (43). En güçlü veriler

antiandrojenik etkiyle ilişkilidir. Tadenan®

dihidrotestosteron (DHT) ile etkileşime girerek, DHT’un miksiyon üzerine olan obstrüktif

etkisini azaltmakta ve prostat ağırlığını dü-

şürmektedir. Tadenan®, DHT tedavisinden

önce, eşzamanlı ya da DHT tedavisinden

sonra da uygulansa DHT’un miksiyon üzerine olan etkilerini baskılamaktadır (44, 45).

Klinik çalışmalar

Ishani ve arkadaşları, 2000 yılında 18 klinik

çalışmayı içeren bir meta-analiz yayımlamış-

lardır. Toplam 1,562 hastayı kapsayan en az

30 gün takip süresi bulunan bu çalışmada P.

africanum’un tek başına ya da başka bir FTA

ile kombinasyonu plasebo ya da aktif farmakolojik tedavi seçenekleriyle karşılaştırılmıştır.

Semptom düzelmesi, noktüri sayısı, Qmax ve

rezidüel idrar hacmi şeklindeki dört parametrenin ele alındığı çalışmalarda P. africanum’un

plaseboya kıyasla daha üstün olduğu belirtilmektedir (39). Buna karşın Melo ve arkadaş-

ları, P. africanum ile Urtica dioica’yı kombine

ettikleri bir çalışmada kombinasyonla dahi

klinik ve ürodinamik etkilerin plasebodan üstün olmadığını bildirmişlerdir (46).

Doz ve güvenlik

Pygeum africanum ekstreleri günde 75 ile

200 mg arasında değişen dozlarda kullanılmaktadır. Tadenan

®

’ın günde 2 kez 50 mg

ya da tek doz 100 mg olarak kullanıldığı bir

çalışmada etkinlik ve güvenlik açısından bir

farklılık saptanmamıştır (47). Yan etkiler plasebodan farklı değildir ve en sık gastrointestinal yakınmalar görülmektedir (39).

Secale cereale (Rye-grass pollen)

Çavdar çayırı poleni şeklinde ifade edilebilir. Özellikle Batı Avrupa, Japonya, Kore

ve Arjantin’de yaygın olarak kullanılmaktadır (48). Suda ve asetonda eriyebilen polen

ekstreleri şeklinde bulunmaktadır. Asetonda

eriyebilen formunun β-sterol içerdiği saptanmıştır (5). Cernitin

®

ya da Cernilton

®

ticari

isimleriyle kullanılmaktadır. Etki mekanizmaları tam olarak aydınlatılamamış ise de in

vitro çalışmalarda alfa-reseptör blokajı sonucunda düz kas gevşemesi olduğu, prostatik

hücre büyümesinin baskılandığı ve antiandrojenik etki oluştuğu gösterilmiştir (49-51).

Klinik çalışmalar

MacDonald ve arkadaşlarının, 2000 yılında

yayımladıkları 4 adet çalışmayı içeren sistematik derlemeden daha güncel bir çalışma

bulunmamaktadır. Bunlardan 2 çalışma plasebo kontrollü, 2 çalışma karşılaştırmalıdır,

3’ü çift kördür. Çalışmaların süresi kısadır (<

24 hafta) ve toplam 444 hastayı kapsamaktadır (48). Cernilton

®

ile hastaların %70’inde, plasebo ile %29’unda semptomatik rahatlama

bildirilmiştir. Tadenan

®

(Pygeum africanum)

ile karşılaştırıldığı çalışmada ise başlangıca

göre obstrüktif ve irritatif semptom skorunda

Cernilton

®

ile %60, Tadenan

®

ile %40 düzelme

bildirilmiştir. Plaseboya göre noktüri sayısını

belirgin olarak düşürdüğü, ancak gerek kar-

şılaştırıldığı ajanlarla gerekse plaseboyla kı-

yaslandığında Qmax, miksiyon sonrası rezidü

miktarı ve prostat volümünü anlamlı düzeyde

değiştirmediği vurgulanmaktadır (48).

Doz ve güvenlik

Etkin ve güvenilir dozun belirlenmeye çalışıldığı bir çalışmada Cernilton

®

’un günde

2 kez 750 mg şeklinde kullanımının günde

2 kez 350 mg’a kıyasla daha etkin olduğu,

toksisite ve yan etki açısından bir farklılık

oluşmadığı ifade edilmektedir (52). Yan etki

profili plaseboya yakındır (9).

Hypoxis rooperi (South African star

grass)

Güney Afrika yıldız otundan elde edilmektedir. Aktif bileşen olarak β-sitosterol içermektedir (7). Harzol

®

ya da Azuprostat

®

ticari isimleriyle kullanılmaktadır (7, 9). Beta-sitosterol

bileşeninin prostat üzerine olan etkileri bilinmemekle birlikte H. rooperi’nin prostaglandin

sentezini engelleyerek Antienflamatuvar etki

gösterdiği, prostat büyümesini doğrudan baskıladığı, antiandrojenik ya da antiöstrojenik etkileri yanında seks hormon bağlayıcı globülin

düzeylerini azaltabileceği ileri sürülmüştür (3).

Klinik çalışmalar

Berges ve arkadaşlarının Harzol

®

kullanan

200 hastayı kapsayan 6 ay izlem süreli çift

kör plasebo kontrollü çalışmasında IPSS’deki 32 Ü R O O N K O L O J İ   B Ü L T E N İ

düşüş (2.3 puana karşı 7.4 puan) ve Qmax artışı (4 mL/s) plasebodan belirgin olarak üstün

bulunmuştur (53). Klippel ve arkadaşları ise

Azuprostat

®

kullandıkları çift kör plasebo kontrollü çalışmalarında, 6 ay sonunda IPSS’de

plasebodaki 2.8 puana karşı ilaçla 8.2 puan

düşüş; ve Qmax’da 8.8 mL/s’lik çarpıcı bir artış

bildirmişlerdir (54). Yine 1999’da yayımlanan

ve 4 adet randomize, çift kör plasebo kontrollü çalışmayı içeren sistematik bir derlemede

plaseboya göre 4.9 puan IPSS azalması ve 3.9

mL/s Qmax artışı bildirilmektedir (55).

Doz ve güvenlik

En sık önerilen doz şeması günde 1 kez

125 ya da 250 mg’dır (9). Yan etkiler oldukça

hafif düzeydedir (55).

Urtica dioica (Stinging nettle)

Isırgan otu olarak bilinmektedir ve özellikle Almanya’da sıklıkla kullanılmaktadır (7).

Suda ve alkolde eriyen formları bulunmaktadır. Etki mekanizması testosteronun DHT’ya

dönüşümünü engelleyerek prostatik büyü-

me faktörünü baskılamasına dayandırılmaktadır (3).

Klinik çalışmalar

Bu ajanın S. repens ile kombine kullanıldığı

(PRO 160/120) çalışmalara yukarıda değinilmişti. Monoterapi ile 246 hastanın 12 aylık

izlemini içeren plasebo kontrollü bir çalışmada IPSS’de plaseboya göre istatistiksel olarak

anlamlı düşüş (4.7 puana karşı 5.7 puan) belirtilirken, Qmax, miksiyon sonrası rezidü miktarı ve yaşam kalitesi bakımından plaseboya

benzer sonuçlar bildirilmektedir (56).

Doz ve güvenlik

Serenoa repens ile kombinasyonunda 120

mg doz kullanılırken, son değinilen çalışmada günde 459 mg olarak kullanılmıştır (56).

Cucurbita pepo (Pumpkin seed)

Dilimize bal kabağı tohumu şeklinde çevrilebilir.

Klinik çalışmalar

WHO-BPH ölçütlerine uyan tek çalışma

bulunmaktadır. Plasebo kontrollü, 12 ay izlem süresi bulunan ve 476 hastayı içeren

bu çalışmada plaseboyla kıyaslandığında

IPSS’deki düşüş (5.5 puana karşı 6.7 puan)

istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Ancak Qmax, miksiyon sonrası rezidü miktarı,

yaşam kalitesi ve prostat volümü açısından

plaseboya benzer sonuçlar elde edilmiştir

(57).

Doz ve güvenlik

Bu çalışmada ajan tek doz 500 mg şeklinde kullanılmıştır.

Son söz

Fitoterapötik ajanların BPH-AÜSS kompleksinde oldukça yaygın şekilde kullanıldığı

bir gerçektir. Bu ajanlar çoğu zaman hekim

önerisiyle değil, belki de entelektüellerde

daha fazla olmak üzere, kullanan kişilerin

başkalarına tavsiyesiyle alınmaktadır. Bu kullanımların tümüyle göz ardı edilemeyeceği

açıktır. FTA kullanımı ile yapılmış çok sayıda

çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmalardaki

yöntemlerin standardize edilmemiş olması

bulguları kuşkuda bırakmaktadır. Ölçütlerin heterojen olması meta-analizlerin de

yapılmasını büyük ölçüde engellemektedir.

Bir başka sorun, bitki ekstreleri söz konusu

olduğunda gerçek doz ve etken madde içeriğinin tam olarak bilinememesidir. Bu belirsizliklerin giderilmesini hedefleyen çalışmalardaki artış dikkat çekicidir. Bu çalışmaların

sonuçları olmaksızın FTA kullanımının yüksek kanıt düzeyi ve öneri derecesiyle tavsiye

edilmesi olanaklı görünmemektedir. Yine de,

hastalardaki kullanımın sorgulanması ve etkilerin gözlenmesi hastaların uygun şekilde

yönlendirilmesi bakımından önemli görünmektedir.

Kaynaklar

  1. Nickel JC. The overlapping lower urinary tract

symtomps of benign prostatic hyperplasia

and prostatitis. Curr Opin Urol. 2006; 16: 5-10.

  1. Clifford GM, Farmer RD. Medical therapy for

benign prostatic hyperplasia: a review of the

literature. Eur Urol. 2000; 38: 2-19.

  1. Lowe FC, Ku JC. Phytotherapy in treatment

of benign prostatic hyperplasia: a criticial

review. Urology 1996; 48: 12-20.

  1. Zegarra L, Vaisberg A, Loza C, Aguirre RL,

Campos M, Fernandez I, Talla O, Villegas

  1. Double-blind randomized placebocontrolled study of Bixa orellana in

patients with lower urinary tract symptoms

associated to benign prostatic hyperplasia.

Int Braz J Urol. 2007; 33: 493-501.

  1. Buck AC. Phytotherapy for the prostate. Br J

Urol. 1996; 78: 325-336.

  1. Di Silverio F, Flammia GP, Sciarra A, Caponera

M, Mauro M, Buscarini M, Tavani M, D’Eramo

  1. Plant extracts in benign prostatic

hyperplasia. Minerva Urol Nefrol. 1993; 45:

143-9. Review.

  1. Wilt TJ, Ishani A, Rutks I, MacDonald R.

Phytotherapy for benign prostatic hyperplasia.

Public Health Nutr. 2000; 3: 459-72.

  1. Thompson IM. Alternative medicine and

benign prostatic hyperplasia. AUA News

1998, pp 3.

  1. Dedhia RC, McVary KT. Phytotherapy for

lower urinary tract symptoms secondary to

benign prostatic hyperplasia. J Urol. 2008;

179: 2119-25. Review.

  1. Madersbacher S, Berger I, Ponholzer A,

Marszalek M. Plant extracts: sense or

nonsense? Curr Opin Urol. 2008; 18: 16-20.

Review.

  1. Buck AC. Is there a scientific basis for the

therapeutic effects of serenoa repens in

benign prostatic hyperplasia? Mechanisms of

action. J Urol. 2004; 172: 1792-9. Review.

  1. Weisser H, Tunn S, Behnke B, Krieg M. Effects

of the sabal serrulata extract IDS 89 and its

subfractions on 5 alpha-reductase activity

in human benign prostatic hyperplasia.

Prostate 1996; 28: 300-6.

  1. Hill B, Kyprianou N. Effect of permixon

on human prostate cell growth: lack of

apoptotic action. Prostate 2004; 61: 73-80.

  1. Rhodes L, Primka RL, Berman C, Vergult

G, Gabriel M, Pierre-Malice M, Gibelin B.

Comparison of finasteride (Proscar), a 5 alpha

reductase inhibitor, and various commercial

plant extracts in in vitro and in vivo 5 alpha

reductase inhibition. Prostate 1993; 22: 43-51.

  1. Vacherot F, Azzouz M, Gil-Diez-De-Medina

S, Colombel M, De La Taille A, Lefrère Belda

MA, Abbou CC, Raynaud JP, Chopin DK.

Induction of apoptosis and inhibition of cell

proliferation by the lipido-sterolic extract of

Serenoa repens (LSESr, Permixon in benign

prostatic hyperplasia. Prostate 2000; 45: 259-

66.

  1. Goepel M, Dinh L, Mitchell A, Schäfers RF,

Rübben H, Michel MC. Do saw palmetto

extracts block human alpha1-adrenoceptor

subtypes in vivo? Prostate 2001; 46: 226-32.

  1. Denis L, McConnell J, Yoshida O. The

evaluation and treatment of lower urinary

tract symptoms (LUTS) suggestive of benign

prostatic obstruction. In: Denis L, Griffiths

K, Khoury S, editors. Fourth International

Consultation on Benign Prostatic Hyperplasia

(BPH). Paris: SCI; 1998; 669-84.

  1. Wilt TJ, Ishani A, Stark G, MacDonald R,

Lau J, Mulrow C. Saw palmetto extracts for

treatment of benign prostatic hyperplasia: a

systematic review. JAMA. 1998; 280: 1604-9.

  1. Boyle P, Robertson C, Lowe F, Roehrborn C.

Updated meta-analysis of clinical trials of

Serenoa repens extract in the treatment of

symptomatic benign prostatic hyperplasia.

BJU Int. 2004; 93: 751-6.

“ FTA kullanımı ile

yapılmış çok sayıda çalışma

bulunmaktadır. Bu

çalışmalardaki yöntemlerin

standardize edilmemiş

olması bulguları kuşkuda

bırakmaktadır.” A r a l ı k   2 0 0 9   •   S a y ı   4 33

  1. Gerber GS, Kuznetsov D, Johnson BC,

Burstein JD. Randomized, double-blind,

placebo-controlled trial of saw palmetto

in men with lower urinary tract symptoms.

Urology 2001; 58: 960-4; discussion 964-5.

  1. Willetts KE, Clements MS, Champion

S, Ehsman S, Eden JA. Serenoa repens

extract for benign prostate hyperplasia: a

randomized controlled trial. BJU Int. 2003; 92:

267-70.

  1. Bent S, Kane C, Shinohara K, Neuhaus

J, Hudes ES, Goldberg H, Avins AL. Saw

palmetto for benign prostatic hyperplasia. N

Engl J Med. 2006; 354: 557-66.

  1. Lopatkin N, Sivkov A, Walther C, Schläfke S,

Medvedev A, Avdeichuk J, Golubev G, Melnik K,

Elenberger N, Engelmann U. Long-term efficacy

and safety of a combination of sabal and urtica

extract for lower urinary tract symptoms–a

placebo-controlled, double-blind, multicenter

trial. World J Urol. 2005; 23: 139-46.

  1. Lopatkin N, Sivkov A, Schläfke S, Funk P,

Medvedev A, Engelmann U. Efficacy and

safety of a combination of Sabal and Urtica

extract in lower urinary tract symptoms–

long-term follow-up of a placebo-controlled,

double-blind, multicenter trial. Int Urol

Nephrol. 2007; 39: 1137-46.

  1. Sökeland J, Albrecht J. Combination of Sabal

and Urtica extract vs. finasteride in benign

prostatic hyperplasia (Aiken stages I to II).

Comparison of therapeutic effectiveness in

a one year double-blind study. Urologe A

1997; 36: 327-33.

  1. Debruyne F, Koch G, Boyle P, Da Silva FC,

Gillenwater JG, Hamdy FC, Perrin P, Teillac P,

Vela-Navarrete R, Raynaud JP. Comparison of

a phytotherapeutic agent (Permixon) with an

alpha-blocker (Tamsulosin) in the treatment

of benign prostatic hyperplasia: a 1-year

randomized international study. Eur Urol.

2002; 41: 497-506.

  1. Debruyne F, Boyle P, Calais Da Silva F,

Gillenwater JG, Hamdy FC, Perrin P, Teillac P,

Vela-Navarrete R, Raynaud JP, Schulman CC.

Evaluation of the clinical benefit of permixon

and tamsulosin in severe BPH patientsPERMAL study subset analysis. Eur Urol. 2004;

45: 773-9.

  1. Hizli F, Uygur MC. A prospective study of the

efficacy of Serenoa repens, tamsulosin, and

Serenoa repens plus tamsulosin treatment for

patients with benign prostate hyperplasia. Int

Urol Nephrol. 2007; 39: 879-86.

  1. Zlotta AR, Teillac P, Raynaud JP, Schulman
  2. Evaluation of male sexual function

in patients with Lower Urinary Tract

Symptoms (LUTS) associated with Benign

Prostatic Hyperplasia (BPH) treated with

a phytotherapeutic agent (Permixon),

Tamsulosin or Finasteride. Eur Urol. 2005; 48:

269-76.

  1. Carraro JC, Raynaud JP, Koch G, Chisholm

GD, Di Silverio F, Teillac P, Da Silva FC, Cauquil

J, Chopin DK, Hamdy FC, Hanus M, Hauri

D, Kalinteris A, Marencak J, Perier A, Perrin

  1. Comparison of phytotherapy (Permixon)

with finasteride in the treatment of benign

prostate hyperplasia: a randomized

international study of 1,098 patients.

Prostate 1996; 29: 231-40.

  1. Glemain P, Coulange C, Billebaud T, Gattegno

B, Muszynski R, Loeb G; Groupe de l’essai

OCOS. Tamsulosin with or without Serenoa

repens in benign prostatic hyperplasia: the

OCOS trial. Prog Urol. 2002;12: 395-403.

  1. Wilt T, Ishani A, Stark G, MacDonald R,

Mulrow C, Lau J. Serenoa repens for benign

prostatic hyperplasia. Cochrane Database

Syst Rev. 2000; (2): CD001423. Review.

  1. Wilt T, Ishani A, Mac Donald R. Serenoa

repens for benign prostatic hyperplasia.

Cochrane Database Syst Rev. 2002; (3):

CD001423. Review.

  1. Tacklind J, MacDonald R, Rutks I, Wilt
  2. Serenoa repens for benign prostatic

hyperplasia. Cochrane Database Syst Rev.

2009; (2):CD001423. Review.

  1. Agbabiaka TB, Pittler MH, Wider B, Ernst E.

Serenoa repens (saw palmetto): a systematic

review of adverse events. Drug Saf. 2009; 32:

637-47.

  1. Cheema P, El-Mefty O, Jazieh AR.

Intraoperative haemorrhage associated with

the use of extract of Saw Palmetto herb: a

case report and review of literature. J Intern

Med. 2001; 250: 167-9.

  1. Jibrin I, Erinle A, Saidi A, Aliyu ZY. Saw

palmetto-induced pancreatitis. South Med J.

2006; 99: 611-2.

  1. Wilt T, Ishani A, Mac Donald R. Serenoa

repens for benign prostatic hyperplasia.

Cochrane Database Syst Rev. 2002;

CD001423.

  1. Ishani A, MacDonald R, Nelson D, Rutks I, Wilt
  2. Pygeum africanum for the treatment of

patients with benign prostatic hyperplasia:

a systematic review and quantitative metaanalysis. Am J Med. 2000; 109: 654-64.

  1. Andro MC, Riffaud JP. Pygeum africanum

for the treatment of patients with benign

prostatic hyperplasia: a review of 25 years of

published experience. Curr Ther Res. 1995;

56: 796-817.

  1. Lawson RK. Role of growth factors in benign

prostatic hyperplasia. Eur Urol. 1997; 32: 22-

27.

  1. Boulbès D, Soustelle L, Costa P, Haddoum

M, Bali JP, Hollande F, Magous R. Pygeum

africanum extract inhibits proliferation of

human cultured prostatic fibroblasts and

myofibroblasts. BJU Int. 2006; 98: 1106-13.

  1. Paubert-Braquet M, Cave A, Hocquemiller

R, Delacroix D, Dupont C, Hedef N, Borgeat

  1. Effect of Pygeum africanum extract

on A23187-stimulated production of

lipoxygenase metabolites from human

polymorphonuclear cells. J Lipid Mediat Cell

Signal. 1994; 9: 285-90.

  1. Choo MS, Bellamy F, Constantinou CE.

Functional evaluation of Tadenan on

micturition and experimental prostate

growth induced with exogenous

dihydrotestosterone. Urology 2000; 55: 292-

8.

  1. Yoshimura Y, Yamaguchi O, Bellamy

F, Constantinou CE. Effect of Pygeum

africanum tadenan on micturition and

prostate growth of the rat secondary

to coadministered treatment and posttreatment with dihydrotestosterone. Urology

2003; 61: 474-8.

  1. Melo EA, Bertero EB, Rios LA, Mattos D Jr.

Evaluating the efficiency of a combination

of Pygeum africanum and stinging nettle

(Urtica dioica) extracts in treating benign

prostatic hyperplasia (BPH): double-blind,

randomized, placebo controlled trial. Int Braz

J Urol. 2002; 28: 418-25.

  1. Chatelain C, Autet W, Brackman F.

Comparison of once and twice daily dosage

forms of Pygeum africanum extract in

patients with benign prostatic hyperplasia: a

randomized, double-blind study, with longterm open label extension. Urology 1999; 54:

473-8.

  1. MacDonald R, Ishani A, Rutks I, Wilt TJ.

A systematic review of Cernilton for the

treatment of benign prostatic hyperplasia.

BJU Int. 2000; 85: 836-41.

  1. Kimura M, Kimura I, Nakase K, Sonobe T,

Mori N. Micturition activity of pollen extract:

contractile effects on bladder and inhibitory

effects on urethral smooth muscle of mouse

and pig. Planta Med. 1986; 52: 148-51.

  1. Nakase S, Takenaka K, Hamanaka T, Kimura
  2. Effects of Cernilton pollen-extract on the

urethral smooth muscle and diaphragmatic

neuromuscular specimen. Folio Pharmacol

Jpn. 1988; 91: 385-92.

  1. Habib FK, Ross M, Buck AC, Ebeling L,

Lewenstein A. In vitro evaluation of the

pollen extract, cernitin T-60, in the regulation

of prostate cell growth. Br J Urol. 1990; 66:

393-7.

  1. Xu J, Qian WQ, Song JD. A comparative study

on different doses of cernilton for preventing

the clinical progression of benign prostatic

hyperplasia. Zhonghua Nan Ke Xue. 2008; 14:

533-7.

  1. Berges RR, Windeler J, Trampisch HJ, Senge T.

Randomised, placebo-controlled, doubleblind clinical trial of beta-sitosterol in

patients with benign prostatic hyperplasia.

Beta-sitosterol Study Group. Lancet 1995;

345: 1529-32.

  1. Klippel KF, Hiltl DM, Schipp B. A multicentric,

placebo-controlled, double-blind clinical

trial of beta-sitosterol (phytosterol) for the

treatment of benign prostatic hyperplasia.

German BPH-Phyto Study group. Br J Urol.

1997; 80: 427-32.

  1. Wilt TJ, MacDonald R, Ishani A. Beta-sitosterol

for the treatment of benign prostatic

hyperplasia: a systematic review. BJU Int.

1999; 83: 976-83.

  1. Schneider T, Rübben H. Stinging nettle root

extract (Bazoton-uno) in long term treatment

of benign prostatic syndrome (BPS). Results

of a randomized, double-blind, placebo

controlled multicenter study after 12

months. Urologe A 2004; 43: 302-6.

  1. Bach D, und der interdisziplinarer

Arbeitskreis Prostata. Placebokontrolliertr

Langzeittherapiestudie mit

Kürbissamenextrakt bei BPH-bedingten

Miktionsbeschwerden. Urologe B 2000; 40:

437-43.